ÇOCUKLARDA BAĞLANMA DESTEKLEYEN OYUNLAR
Çocuklar, ‘’bugün zor bir gündü konuşalım mı?’’ demezler, onlar ‘’haydi oyun oynayalım!’’ derler…
Merhabalar, yazıma bu sözle başlamak istedim, çünkü bu söz, çocuklarımızla ilişkimizi ve onları anlamanın yolunu çok net bir şekilde açıklıyor bize, yani oyunun önemini! Oyun nedir dersek… aslında oyun her şeydir, çocuklarla yapılan her şey oyuna dönüşebilir, yolda yürürken bir yere yetişmeye çalışırken bile şakalar yapıp eğlenip oyun oynayabilirsiniz. Oyun eğlencelidir ve eğlence hayatımızın kolaylaşmasını sağlar. Özellikle ilişki içeren oyunların çocukla ebeveynlerinin ilişkisini arttırması, güvenli bağlanmayı sağlaması ve güçlendirmesi, çocuğunuzun kendisini güvende, önemli ve değerli hissetmesini sağlarken bunun yanında herkesi mutlu etmesini ve hayatımıza renk katmasını söylememe gerek yok sanırım. Bağlanma oyunları, çocuğunuzun sorunlarla baş etmesinde iyileştirici bir unsur olmakla beraber aranızdaki bağın da kuvvetlenmesi sağlar. Aşağıda sayacağım aktivitelerin belli duygu ve davranış sorunu olan çocuklar üzerindeki etkisi, bağlanma oyunları ile ilgili yapılan araştırmalarda doğrulanmıştır. O zaman gelin birlikte bağlanmayı güçlendiren oyun türlerinden bahsedelim:
- Yönlendirilmemiş çocuk merkezli oyunlar:
Bu oyun türü çocuğunuzun eline oyuncak bebekler, arabalar, kuklalar, oyun hamurları gibi yaratıcılığı destekleyen malzemeler verip, oyunu çocuğunuzun yönlendirmesine izin verdiğiniz oyunları içerir. Bu oyun türüyle çocuğunuzun yaşadığı stresli olayları sizinle paylaşmasını sağlayabilirsiniz ve bu stresli olayları atlatmasına yardımcı olup aranızdaki bağı da güçlendirebilirsiniz.
2. Belli bir konu ya da tema içeren sembolik oyunlar:
Bu tür oyunlar çocuğunuzun yaşadığı travmayı iyileştirme konusunda yardımcı olabilir. Travma yaşadığı konuyla ilgili oyuncaklar kullanarak yol gösterici olabilirsiniz mesela ebeveynlerinin boşanma sürecinde zorluk yaşayan çocuklarda, bebek, kukla ya da hayvanlarla kendi ailenizi oluşturup oyuncakları ‘’anne ördek ile baba ördek farklı yerlerde yaşamaya karar vermişler ama ikisi de bebek ördeği çok seviyorlarmış ve onunla birlikte yaşamak istiyorlarmış, bu yüzden bebek ördek bazı zamanlar anne ördekle bazı zamanlar baba ördekle yaşayacakmış…’’ şeklinde konuşturabilirsiniz. Çocuk oyuna kendisini de dahil ederse onun duygularını da birlikte keşfedebilirsiniz.
3. Saçma oyunlar:
Bu tür oyunlar sizin ya da çocuğunuzun bilinçli olarak anlamsız hareketler sergilediğiniz, duyguları veya olayları abartarak oynadığınız oyunlardır. Özellikle kaygı verici durumlarda kaygılandıran nesneyi ya da olayı basitleştirmek, fobilerde korkulan nesnenin ya da durumun korkutucu anlamından kurtulmasını sağlamada faydalıdır. Bir şeyi yapmaktan ya da gösteriye çıkmaktan kaygılanan bir çocuğa, rolünü hatalı ve komik bir şekilde oynamasını isteyip ona eşlik ederek birlikte gülebilirsiniz. Bu, çocuğunuzun kaygısını azaltmakla birlikte aynı zamanda hata yapmaktan korkmamasını da sağlar.
4. Ayrılık oyunları:
Bu oyun türü, çocuğunuzla aranızda kısa süreli ve mekânsal olarak ayrılık oluşturmanıza dayanır. Hepimizin küçüklüğümüzde oynamış olduğu ce-e ve saklambaç oyunları bu türün en iyi örnekleridir aslında. Ce-e oyunu özellikle küçük yaşta ayrılık anksiyetesinin arttığı zamanlarda, çocuğun ‘’anne ortadan kayboldu ama geldi’’ mesajını en kolay şekilde almasının bir yoludur.
5. Gücün çocukta olduğu oyunlar:
Bu tür oyunlarda ya çocuk taklit edilir ya da çocuk verdiği direktiflerle sizi yönlendirir. Bu oyunlarda yetişkinler zayıf, korkak, güçsüz, yetersiz, beceriksiz gibi hareket ederler. Örneğin, yastık savaşı yaparken güçsüz rolü yapıp çocuğunuzun sizi devirmesine izin verirsiniz, parkta köpekten korkup kaçan bir çocuğu havlayarak kovalayıp o kaçtığında onu bir türlü yakalayamıyor gibi davranabilirsiniz böylece parkta yaşadığı güçsüzlük duygusunun yerini güçlü ve eğlenmiş duygusuna bırakmasını sağlamış olursunuz ve tüm bunları yaparken bol bol kahkaha atmanız da cabası…
6. Çocuğun yaşça geriye gittiği oyunlar:
Biz yetişkinler olarak ara sıra çocukluğumuza dönmek isteriz, annemiz hala onun bebeği olduğumuzu söylediğinde bir sıcaklık hissederiz içimizde, büyümüş olsak da hala küçük bir çocuk gibi ilgi görmek hoşumuza gider… Belki de küçükken ihtiyacımız olan sevgi ve ilgiye doyamadan kardeşimiz doğmuştur ve bir anda abi/abla olmuşuzdur ya da başka bir şey olmuştur kim bilir. Biz bu yaşımızda böyle hissediyorsak çocukların bebek gibi davranıp ilgi görmek istemeleri çok normal değil midir sizce de? Özellikle onu ‘’artık bir abi/abla oldun’’ deyip bir anda büyütmüşsek… Bu basit bir şefkat görme isteğidir aslında o yüzden böyle bir durumda ona istediği şefkati verin bebek gibi davranmasına izin verin. Onu bebek gibi kucağınıza alıp, bir bebekle konuşurcasına sevgi sözcükleriyle ona sevginizi gösterin.
Son olarak bu bağlanma oyunlarını oynarken unutmamanız gereken noktalardan bahsetmek istiyorum.
-Çocuğunuza öğretmeye çalışmayın ve onu düzeltmekten kaçının, oyunlarına tercümanlık yapmayın, alay etmekten kaçının.
-Gıdıklamayı çok severiz ama gıdıklamak da bir üstünlük göstergesi olarak algılanıp çocuğunuzda güçsüzlük hissi uyandırabilir, dikkat etmek gerekir.
-Çocuğunuz ağlarken oyun oynamaya çalışmayın.
-Oyun oynamak istemiyorsanız bunu çocuğunuza söyleyebilirsiniz. Uygun değilseniz onu tek başına oyun oynamaya yönlendirebilirsiniz ya da mümkünse yaptığınız işe onu da dahil edebilirsiniz. Kendinizden ödün verip kendinizi istediğinizden çok fazla oynamaya zorlamayın bu sizin sinirlenmenize ve sabırsızlanmanıza neden olabilir bu da ilişkinizi olumsuz yönde etkileyebilir.
Bağlanma oyunlarıyla çocuğunuzu anlamanız, aranızdaki bağı ve ilişkinizi kuvvetlendirmeniz ve bolca kahkaha atmanız dileğiyle…
Kaynak: Oyun Oynama Sanatı – Aletha J. Solter
Stajyer Psikolog İpek Kahyaoğlu
Sorularınız için benimle iletişime geçebilirsiniz: kahyaogluipek@gmail.com