“Kendimi çok anlamsız hissediyorum”, “benim amacım ne bilmiyorum”, “hayat çok anlamsız geliyor” gibi düşünce ve hisler anlamsızlık hissi yaşadığınız anlamına gelir. Bu hissin oluşması, yapmak istediğimiz şeyler ile şu anda olduğumuz yer arasındaki açıklıktan kaynaklanır. “Ben kendime dünyaca tanınan tablolar yapmak ile ilgili bir amaç belirlemiştim, fakat şuan bundan çok uzak bir yerdeyim. ” durumu buna örnektir.
Şimdi ki mevcut koşullarında anlam bulamayan birey, varoluşunun engellendiğini hissetmekte, bu negatif duygu ve durumlardan uzaklaşmak için kaçış etkinliklerine ihtiyaç duymakta ve belki de hastalanabilmektedir.
Frankl’ın temel savı; İnsan olarak bizlerin ruhsal varlıklar olduğumuz ve hayatın zorluklarının duygusal ve ruhsal gelişimimizi gerçekleştirmek için bir köprü olduğu yönündedir.
Bu duyguyu hissetmekle ilgili iyi bir haberim var. Anlam ihtiyacı içinde olduğunuz anlamına gelir. İç dünyanız, size amaç ve hedeflerinizi gözden geçirmenizin daha iyi olacağının sinyalini vermektedir. Anlam ihtiyacı aslında, anlam arayışında olduğunuzu söyler. Ruhunuzun buna ihtiyaç duyduğunu anlatır.
Diğer yandan, İnsanlar anlamı deneyimlemek için bir yol bulamadığında, amaç duygularını yitirebilirler ve hayat ile bağlarının koptuğunu hissedebilirler. Frankl bu anlam yoksunluğuna, Varoluşsal Vakum demektedir. Kişiler gerçekçi bir anlam bulma çabasına sahip olamadıklarında, sahte bir anlam bulma çabası ile, şiddet, bağımlılık ve kedere yönelirler.
Kişiler kaygılı olduklarında, altından kalkabilecekleri bir durumu gerçekleştirmeyi imkansız hale getiren iki davranışın eğiliminde olurlar:
- Aşırı Düşünme: Kişinin elindeki işi yerine, sürekli kendini gözlemlemesi,
- Aşırı Niyet: Niyetini gerçekleştirmek için gereğinden fazla çalışması
Bu eğilimler gösteriyor ki, kişiler daha çok kendilerine gömüldükleri ve bir sonuca varmak için süreçlerini manipüle ettikleri, kendi içlerine gömüldükleri davranışlar gerçekleştirirler.
Frankl, bu durumda olan kişilerden kendi içlerine gömülmeye bir son vermelerini ve odak noktalarını anlamlı hedeflerle değiştirmelerini öğütlemiştir. Yani kendilerinin ötelerine geçecek amaç ve hedefler geliştirmeleri anlamlı olacaktır. Anlamlı bir göreve kendimizi verdiğinizde, kendimizi unutabiliriz.
Daha anlamlı hissetmek için, kendimizi aşan birşeyin parçası olmak önemlidir. Bu değer verdiğin bir işi yapmak( yaratıcılık, gönüllülük vb.), sevdiklerimizle ilgili düşünmek ve onlar için birşeyler yapmak, yeni şeyler deneyimlemek olabilir.
Dünyaca tanınan bir tablomuzun olması, gerçekçiliği üzerine yeniden düşünülmesi gereken bir hedeftir. Hedeflerinizi, onların ulaşılabilirliğini yeniden sorguladığınızda, kendinizden beklentinizi yeniden keşfedebileceksiniz. Harika işler yapabileceğinize inanıyor olabilirsiniz, fakat gerçekçi, daha ulaşılabilir harika işler de yapabilirsiniz. Böyle bir sıkıntı yaşıyorsanız, aşmak için psikolojik yardım alabilirsiniz.
Anksiyete ve Anksiyete Bozuklukları ile ilgili detaylı bilgi almak için tıklayınız.
Klinik Psikoloji Uzmanı Hatice Ünal
KAYNAKÇA
FRANKL, E. Victor, (2014). “Hayatın Anlamı”, Birinci Basım, İstanbul: Say Yayınları.
FRANKL, Victor E., (2014). “İnsanın Anlam Arayışı”, 19.Basım, İstanbul.
FRANKL, Victor E.,(2014). “Psikoterapi ve Din”, Birinci Baskı, İstanbul: Say Yayınları.
FRANKL, Victor E, (1986). “The Doctor and The Soul”, Vintage, 3rd Edition, PDF Format.